Resulallahın (a.s.m.), Zâhir isimli bir sahabesi vardı. Zahir, çölde yaşardı. Ara sıra Allah Resûlüne, çöl çiçek ve meyvelerinden hediyeler getirir, Peygamberimiz de onu çölde lazım olabilecek hediyelerle sevindirirlerdi. Efendimizin şakalaştığı sahabelerden biri de Zâhir idi. Onun için Peygamberimiz:

“Zâhir, bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz,” buyururlardı. Ticaretle uğraşan Zâhir, yine bir gün bir şeyler satmak amacıyla şehre gelmişti. Resûlüllah Efendimiz, o görmeden arkasından gelip, kollarından tuttuktan sonra gözlerini kapadılar.Zâhir, telaşlı bir şekilde:

“Kimsin? Beni bırak,” diyerek geri döndü. Peygamberimiz olduğunun görünce de sevindi ve başını, Resûlüllahın şefkatli sinesini görünce de sevindi ve başını , Resûlüllahın şefkatli sinesini koydu.

Allah Resûlü şakalarına şu soruyla devam ettiler:

“Bu köleyi kim satın alır?”

Bu soruya Zâhir:

“Pek alıcı bulamazsınız, benim ne değerim olabilir ki ?” diye cevap verince, Peygamberimiz şöyle buyurdular:

“Sen görünüşte belki öylesin, fakat Allah katında değeri yüksek, pahası ağır bir kölesin.”

https://www.islamguzel.com/wp-content/uploads/2015/08/köle.jpghttps://www.islamguzel.com/wp-content/uploads/2015/08/köle-150x150.jpgROTALI_KAPTANİslam Güzelköle,zahirResulallahın (a.s.m.), Zâhir isimli bir sahabesi vardı. Zahir, çölde yaşardı. Ara sıra Allah Resûlüne, çöl çiçek ve meyvelerinden hediyeler getirir, Peygamberimiz de onu çölde lazım olabilecek hediyelerle sevindirirlerdi. Efendimizin şakalaştığı sahabelerden biri de Zâhir idi. Onun için Peygamberimiz: 'Zâhir, bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz,' buyururlardı. Ticaretle uğraşan Zâhir, yine...Dinimi öğreniyorum